3 Temmuz 2012 Salı

EMİR İŞE GİDİYOR... (BABA TAKLİTLERİNDEN...)


Benim oğlum büyüyor. Dün evde tüm gün birlikte vakit geçirdik, uzun bir aradan sonra ilk kez. Tabii ki koşturmaca olmadan, sakin sakin, öpüşe koklaşa, güle oynaya... 
Artık wc işini tamamen öğrenen oğlumun gerçekten büyüyor olduğunu defalarca yaşayarak hissettim. 
Bir ara çantamdan cüzdanımı çıkartıp, "kiredi kartı lazım anne, işe gidicem" deyip, gözlüklerini gözüne taktıktan sonra, arabasına atlayıp salına salına işe gittiğine(!) şahit oldum. 





Beldeki kemere dikkat. Babasının kemerinin 2 tur atmış hali :) Nasıl hoşumuza gitti bu tarz, nasıl keyiflendik :))

Hala uykusu bölündüğünde ve tam uykusunu alamadığında ciddi anlamda uzun süren krizler yaşıyoruz. Bu güzel günün akşamı kabus gibi bitti. 6 da uyudu, 9 da uyandı, 1,5 saat aralıksız ağladı. O da biz de tükendik. Sabırla sakinleşmesini bekledim, hiç kızmadan ne dediyse yaptım. Durdu durdu ağladı. En son saat 11 gibi "Babaaaa, dondurma nerdeeee... Ben dondurma yiycem" diyerek normal hayatına dönüş yaptı.Sanki hiç bir şey olmamış gibi... Ağlamaktan kısılan sesine kızdı, ııh ııh yaptı olmadı, su içti, geçicek oğlum dedim "anne anne" şeklinde ses bir ki denemeleri yaparak sesinin düzelmesini sağladı. 2 saat kadar tahta logo arabasını evin içinde sürükledik, tamir ettik. Onunla oyun oynamak dünyanın en keyifli şeyi...

PS: Ö. ablanın vizesi 2. başvurunun ardından bugün elimize geçti. Gerçekten çok sevindik, çok rahatladık. Bekle bizi İngiltere 30 Temmuzda geliyoruz inşallah :)


22 Haziran 2011 Çarşamba

Hello World of Android!



Artik yeni telefonum htc'm yani namidiger haticem ile kesintisiz internetteyim. Android dünyasının keyifli, hızlı, güçlü, eğlenceli, sınırsız dünyasına yelken açtım.

Bi dünya para sayıp karısını bu denli mutlu eden canım kocama burdan mucmuc...


Posted via HTC with Android

Posted via HTC with Android

17 Haziran 2011 Cuma

Cuma günü sendromu olur mu demeyin... Ben yaptım oldu!

Çok bunalıyorum. Bu plansızlık, bu dağınıklık, kararsızlığımın hat safhalara ulaşmışlığı beni mutsuz ediyor. Küçük şeyler sinirimi bozuyor.


Bunalıyorum...



Bugün bitmeli. Saat 18:00 olmalı. Ve ben arabama koşmalıyım. Bu akşam Ceceli yi dinlemeye gitmeliyim, mest olmalıyım. Ama havada ara ara sağanak yağmur, Emirin erkenden uykusunun gelmesi, bensiz uyumasını istememem, onu bırakıp iş dışında bir yere gitme fikri beni rahatsız ediyor.



Bir de eşim tarafından Adapazarında geçirilmek istenen cts-pazar programı..

Yani istediğim gibi geçiremeyeceğim bir haftasonu beni bekliyor.


Elimdekilerle mutlu olma, idare etme, alttan alma fikri bana ait şeyler olmadığı gibi, bu sıralar hiç kabullenemiyorum.



Kafamda olsun istediğim birkaç şey var, onlara konsantre olmak istiyorum.

Eşimin iznini ayarlayamadığı gezi için 23 Haziran sabahı Gaziantep' e kalkacak uçakta olmak istiyorum mesela,

Bu sıralar yeni bir iş teklifi almak istiyorum,

Akıllı, ilk göz ağrım yeğenime güzel bir karne hediyesi almak istiyorum, ama ne bilmiyorum.



Sıradaki şarkıyı kendime armağan ediyorum... O da ne! Serdar Ortaç söylüyor:

"Hayaaat, beni neden yoruyosuuunnnn...."

15 Haziran 2011 Çarşamba

Özgün Babalar Günü Hediyemiz...

Bu yıl oğlumun adına güzel bir babalar günü hediyesi vermek istedim eşime... Baba-oğul çağrışımlarından faydalanarak anlamlı birşey olması adına ikisinin yer aldığı bir fotoğrafı tişörte bastırmak geldi aklıma.

Önce fotoğrafta photoshop ile biraz oynama yaptım. Bu efektin adı texturizer...

"anne tarafından sevgi ile yapıldı" anlamına gelen ingilizce bir cümle yazdım. Hem biraz hareket oldu hem de güzel bir mesaj vermiş oldum canım kocama:)

Sonra http://www.tish-o.com.tr/ adresine girip, online t-shirt tasarımına başladım. Aslında tek yapmam gereken, resim yükleyip, tişörtün rengini seçmek oldu. Çünkü zaten resimde istediğim herşey mevcuttu.
Bir tane eşime,bir tane de oğluşuma tasarladım...
Veee kocamın iş adresine, hediye paketi ile gönderilmek üzere sipariş verdimmm...

Bence farklı birşey yapmak istiyorum diyen herkesin tercih edebileceği harika bir hediye.



Üzerlerine giyince nasıl olacak çok merak ediyorum... Beni izleyin:)

14 Haziran 2011 Salı

Haftasonundan Kalma Durumlar ve 2 Poz...

Yaz geldi ama hala oğlumla istediğim kadar verimli zaman geçiremiyorum. Gündüz anneannesi, dedesi ve kuzeni ile birlikte çoğunlukla dışarıda oldukları için çok yoruluyor, akşam da en geç 9 da uyumak istiyor. Elimden tutup "nannan nannan" diyerek odasına götürüyor.

Bu nedenle de haftanın ilk günleri haftasonundan kalma güzel anılarla avunup mutlu oluyorum. Hele Pazartesi, Salı "oğlumu özlemek" duygusu tavan yapıyor.

Cumartesi günü, işyerindeki kızlarla yaptığımız gündeydik oğlumla. Kalabalık, sıcak ve çocuksuz eve has birsürü bıcır bıcır eşyadan dolayı son derece huzursuz geçti. 3 saat oturup kalkmak zorunda kaldık. Tabi saatlerce oturup dedikodu yapmalar, çay keyifleri yok artık. Ne konuştuk, kimi gördüm, ne yedim içtim ki gibi birsürü anlamsız soru var :) Çocuklu olmak hayatı hızlı yaşamakmış:)

Söylediğim şeyleri tekrar ediyor bu günlerde. Bi bakmışım öğrenmiş:) Düştüüü, Geldiii, Açtıııı, Dittiiii gibi fiilleri hakkını vererek üstüne basa basa söylüyor. Kelime hazinesi genişliyor, ama kelimelere yeni okunuşlar kazandırarak:)))


Abeee (Abi), Tedi(Kedi), Gıtgıt (Yumurta), Düdüüü(Bisküvi), Datıl (Kedimiz Çakıl)

Hala üstte 4, altta 2 dişimiz var, ama azimle çiğnemeye çalışıyoruz :) Parmaklar, ağızda, diğer dişleri bekliyor :)




Annesi yakışıklı oğlunu bu akşam neresinden ısırmaya başlasa:) Nasıl koklasa da içine doldursa misssler gibi kokusunu... Sımsıkı sarılsa da içine işlese varlığı taa içine....

13 Haziran 2011 Pazartesi

Muhteşem dönüyorum...

Dönüyorum;
Çünkü özledim...
Dertleşmeyi, oğlumu anlatmayı, duygularıma arkadaş bulmayı...

Muhteşem olacak;
Çünkü artık daha oturmuş bir hayatım var, daha verimli geçen vaktim, birikmiş anlatılması gereken birsürü şey...

Oh bee:)

5 Ocak 2011 Çarşamba

Elveda 0! Herşey için teşekkürler!

Emir artık 1 yaşında! Sanki ben de!
Canım oğlum bu Cuma (07 Ocak) 1 yaşına giriyor.
Haftasonu için şehirdışı gezi programımızdan dolayı doğumgünü partimizi geçtiğimiz Cumartesi yaptık. (01/01/2011)
İçimde hep kocaman bir hevesti, oğlumun 1 yaşına girmesini kutlamak... Kafamdaki her şeyi parti için gerçekleştirmiş olamasam da (imkanlar, zaman, mekan fırsat verdikçe) elimden gelen herşeyi yapmaya çalıştım.

Miniğim hatırlayamasa da, fotoğraflara bakıp, annesinin gözlerinden tüm niyetini, tüm duygularını anlayabilir diye düşünüyorum.

Gerçekten duygu dolu bir hafta geçiriyorum... Partinin yorgunluğu o akşam bitti... İyiki yapmışım demenin memnuniyeti kaldı.

Dolu dolu geçen iş saatleri, evdeki koşturmaca derken blogumu ihmal ettim. Oğlumla ilgili yazacak birsürü şey var... Büyüme hızına yetişemiyorum... Onları ayrı postlarda yazacağım.
Siz şimdi muhteşem geçen, cıvıl cıvıl çocuklarla-bebeklerle dolu parti fotoğraflarımıza bakın :)


Anneannesinin Kuzusu :)


Bambam ve Çakıl :)
Oğlum babasıyla oynarken :)
Doğumgünü pastamız :)